-
1 için
için11. postp für (A); zu (D); wegen (G); um (G) … willen; über (A), betreffend (A)2. konj weil, da; um … zu; dafür, dass …; Beschwörungen bei (D), zu (D);Beispiele annem için für meine Mutter;benim için für mich; meinetwegen; meines Erachtens;barışçı maksatlar için zu friedlichen Zwecken;bunun için deswegen; dafür; infolgedessen;bir kaç saat için auf einige Stunden (a für …);kara gözler için um der schwarzen Augen willen;kim(in) için für wen?;pratik için der praktischen Arbeit wegen, der Praxis wegen;şaka için zum Scherz, aus Spaß3. konj -mek için: yaşamak için yemeli man muss essen, um zu leben4. -me+Possessiv için: çabuk gitmesi için arabayı verdim ich gab ihm den Wagen, damit er schnell hinkommtiçin2 tief (innerlich);için için (leise) vor sich hin, innerlich; unbemerkt;için için yanmak schwelen, vor sich hin brennen; fig betrübt sein, ohne es zu zeigen -
2 hak
hak1 <- kkı> Recht n; Gerechtigkeit f; Teil m, Anteil m; fig Lohn m, Belohnung f; Arbeit f, Mühe f, Einsatz m z.B. einer Mutter; richtig; recht;hak eşitliği Gleichberechtigung f;-e hak kazanmak das Recht erwerben (auf A); Recht bekommen; sich als richtig erweisen;-e hak vermek jemandem Recht geben;b-nin hakkını yemek jemanden übervorteilen; jemandem gegenüber ungerecht sein;hak yemez gerecht, anständig;-e hakkı geçmek jemandem Mühe machen;… hakkı için im Namen (G);Allah hakkı için im Namen Gottes;namusum hakkı için mein Ehrenwort!;hakkı ödenmez unbezahlbar;hakkı olmak Recht haben; das Recht haben (-e auf A); etwas zu bekommen haben;hakkı var er hat Recht; er hat ein Recht dazu;-in hakkından gelmek meistern (A); mit jemandem abrechnen, sich (D) jemanden vornehmen;hakkını aramak sein Recht verlangen;-in hakkını vermek ordentlich machen (A); jemanden gerecht behandeln;-in hakkını yemek jemanden benachteiligen;emek hakkı Vergütung f;emeklilik hakkı Recht n auf Ruhegeld;oturma hakkı Aufenthaltsberechtigung f; Wohnrecht n;tatil hakkı Recht n auf Urlaub;insan hakları Menschenrechte n/pl;yurttaş hakları (die) bürgerliche(n) Rechte n/pl;medenî haklardan istifade ehliyeti JUR Rechtsfähigkeit f;ne hakla? mit welchem Recht?hak2 <- kki> Gravur f; Gravierkunst f; Ziselieren n
См. также в других словарях:
Allah hakkı için — ant içmek veya ant vermek için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Allah — is., öz., Ar. allah Tanrı Birleşik Sözler Allah aşkına Allah taksimi Allah vergisi Allah yapısı Allaha ısmarladık Allahualem Allahuteala … Çağatay Osmanlı Sözlük
VALLAHİ — Allah için, Allah hakkı için, Allah a yemin ederim (meâlinde büyük yemin … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
iki eli yanına gelmek — 1) ölmek 2) doğru söylendiği kanıtlanmak istendiğinde söylenen yemin sözü Amcasının evinde Allah hakkı için söylüyorum, iki elim yanıma gelecek, cami vardı. S. Ertem … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekmek — 1. i, er 1) Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek 2) Toprağı ekip biçmek için kullanmak Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. M. Ş. Esendal 3) e Serpmek Yemeğe biber ekmek. 4) mec. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Fikret Hakan — Infobox actor bgcolour = silver name = Fikret Hakan birthname = Bumin Gaffar Çitanak birthdate = Birth date and age|1934|4|23|mf=y location = Balıkesir, TurkeyFikret Hakan (born Bumin Gaffar Çitanak on April 23, 1934, in Balıkesir, Turkey) is a… … Wikipedia
Partei der Großen Einheit — Vorsitzender Gründungsjahr 1993 Gründer Muhsin Yazıcıoğlu Politische Ideol … Deutsch Wikipedia
bağışlamak — i, e 1) Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek Bütün malını Kızılay a bağışladı. 2) Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek Çocuk elindeki çiçek demetini kumandanın ayağı altına atarak:… … Çağatay Osmanlı Sözlük
CİHAD — (Cehd. den) Düşman ile muharebe. İlim ve imanla, sözle, fiile, mal ve canla bütün kuvvetini sarf etmek. Allah (C.C.) yolunda muharebe. Din için çalışmak. Erkân ı imâniye ve esasât ı diniyeyi muhafaza ve imânı takviye için cehd ve gayret etmek.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÂDİL — (Âdile) Adâlet eden. Allah ın emirlerini noksansız tatbik eden. Doğru. Doğruluk gösteren. Adâlet sahibi. (Bak: Adâlet)(Meselâ bir hükümdâr ı âdil, ihkak ı hak için mazlumların hakkını zâlimlerden almakla ve fakirleri kavilerin şerrinden muhafaza… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük